Günümüzün popüler “hızlı yemek” çeşidi olan hamburgerin kökenlerini National Geographic belgeselcileri dünyaya anlatıyor. 1932 yılında Amerikalı John T. Gregore tarafından patenti alınmış olsa da aynı formattaki yiyeceklerin (ekmeğin arasına et koymak) dünyanın eski toplumlarında da kullanıldığı biliniyor.
Günümüzün popüler “hızlı yemek” çeşidi olan hamburgerin kökenlerini National Geographic belgeselcileri dünyaya anlatıyor. 1932 yılında Amerikalı John T. Gregore tarafından patenti alınmış olsa da aynı formattaki yiyeceklerin (ekmeğin arasına et koymak) dünyanın eski toplumlarında da kullanıldığı biliniyor.
Hamburgerin tarihi Orta Asya'ya, Tatar diye bilinen Türk toplumlarına kadar uzanır. O zamanlar savaşçı Tatarlar sürekli atları üzerinde savaşıyor ve yiyecek olarak yanlarında çiğ et taşıyorlardı. Zamanla eğerlerinin altına koydukları etin, atın hareketleri sonucu sürtünmeden ve atın vücut sıcaklığından dolayı az da olsa piştiğini ve daha kolay çiğnenebilir hale geldiğini keşfettiler.
Yıllar içinde bu eti eğerlerinin altından çıkartıp ona tuz, biber ve soğan ilave etmeye başladılar ve bugünkü "Tatar Bifteği" ortaya çıktı.
Almanya'nın Hamburg şehrinden bir tüccar, 19. yüzyılın ortalarında ticaret amacıyla gittiği Orta Asya'da Tatar Bifteği'ni gördü ve bu lezzeti Almanya'ya getirerek Hamburg bifteği olarak sundu. Daha sonraları bir aşçı bu eti kızartarak servis etti ve ona "Hamburg'a ait" anlamında HAMBURGER adını verdi.
19. Yüzyılda hem bir fizikçi hem de yemek geliştirme uzmanı olan Dr. J. H. Salisbury, hamburgeri İngiltere’ye taşıdı. Salisbury sağlıklı bir yaşam için günde üç kere, önceden sıcak su ile yıkanmış biftek yenilmesi gerektiğine inanıyordu. Bu şekilde hazırlanan hamburgere İngiltere'de "Salisbury Bifteği" adı verildi.
Bu yiyecek Amerika'ya Alman göçmenlerle 19. yüzyılın sonlarında ulaştı ama hamburger ismi değişmedi. Hamburgeri dünyaya ticari olarak pazarlayan amerikan şirketleri aynı zamanda ürünün kimliğini sahiplendiler. Bugün kime sorsanız Hamburger’i “amerikan icadı” olarak bilir.
Elimizdeki hazinelere sahip çıkmazsak, yakında baklava, kadayıf, adana kebap, döner, yoğurt, ayran ne varsa başkalarına kaptıracağız.