Bu hafta içinde pazarlama ekibimiz Hindistan'daydı. 

Uzun bir yolculuktan sonra Hindistan'ın kuzey bölgesindeki Pencap ve Haryana eyaletlerinin ortak başkenti Chandigarh şehrine vardık. Burada düzenlenen World Mithai Namkeen Gıda ve Ambalaj Fuarına katıldık.

Açılış töreni oldukça gelenekseldi ve bölgenin bütün renklerini ve simgelerini içeriyordu. Kendine has kuralları, gelenekleri, toplumsal sınıfları, yemekleri ile Hindistan dünyanın renklerinden birisi. Ülkenin siyasi yapısı da batı dünyasının klişelerine sığmıyor.
3,287,590 km² lik devasa ülke, üzerinde 1.376.238.018 kişinin yaşadığı dünyanın en büyük nüfusa sahip ikinci ülkesi. Ülkemizden 4 kat büyük. Nüfusu da bizden 16 kat daha fazla.
Ülkeyi tanımak ve anlamak için biraz ders çalışmak gerekiyor. Hindistan ile ticaret yapmak çok kolay değil. Ama giderek batı dünyasının yaşam modeli etkili olmaya başlamış. Ortaya da ilginç karışımlar çıkmış.
Renkleriyle, diliyle, yaşam modeliyle dikkat çeken Hindistan'a APACK makinelerini götürdük. Gıda sektörünün beğenisine sunduk. Umarız karşılığını alırız. 

Hindistan ingilizcesinde zorlansak da bir süre sonra kulağımız alıştı.

Hindistanın taaa öbür ucuna gitseniz de ofis işleriniz peşinizi bırakmaz. İnternetin olduğu her yer ofisiniz olur. Pazarlama Müdürümüz Elif Hanım bir yandan fuar ziyaretçileri ile ilgilenirken bir yandan da dünyanın öbür ucundaki müşterimizle görüntülü konferans peşinde.

Hindistan'ın geleneksel yaşamı bizi oldukça etkiledi. Farklı renkler ve farklı lezzetlerle dolu bir ülkede bulunmaktan mutlu olduk. Yeni dostlar edindik.

Apack makinelerinin Hint pazarında yaygınlaşması için çabalarımız sürüyor. İzlenimlerimiz oldukça olumlu. Bölgede çalışan Hint partnerimiz konusunda oldukça deneyimli ve bilgili. Ülkemizin 4 katı büyüklüğünde ve dünyanın ikinci büyük nüfusuna sahip Hindistan'da ulaşım da uzun sürüyor. Fuardan sonra bazı görüşmeler yapmak için Delhi'ye giderken Agra'taki Tac Mahal'e uğramadan olmazdı.

370 yıldır dünya turizminin önemli noktalarından birisi olan Tac Mahal, Babür Şahı Cihan'ın vefat eden eşi Ercümend Bânû Begüm (Mümtaz Mahal) için 1652 de yaptırdığı bir anıt mezar. Türk kökenli Babür Şah'ın bugünkü Hindistan topraklarında kurduğu Babür İmparatorluğunda, Türk geleneklerinin etkisi görülüyor. İmparatorun hanımına imparatorluk mührü emanet edilmiş ve eşine savaşlarda eşlik etmiş. İran kökenli Mümtaz Mahal'e imparator eşi olunca Türk adı konulmuş.

Elbet döneceğiz bu diyar ı Hint'ten. Ama gönlümüzü bırakmıyor vesselam. Parlak ekranlardan bize yansıtılan fakir-karanlık-kirli değil, zengin, aydınlık ve temiz bir Hindistan ile karşılaştık. Bu kalabalık nüfusta diğerlerinden daha iyi olmak için çabalayan büyük bir kitle var. Günümüz yazılım dünyasının sihirbaz mühendisleri bu topraklardan yayılıyor. Geleneklerinin rengarenk dünyasında, dünyanın en kadim kültürü, görünüşte değil yüreklerinde daha insan bir toplum burası. Farklı hallerini çözümleyemeyen batı dünyasının karanlık masallarına kaynak olmuş. Türlü acılarla yoğrulmuş, savaşlarla işgallerle boğuşmuş, iç karışıklıklarda yorulmuş, ne imparatorlar, ne krallar görmüş, siyasi özgürlüğünü çok yakın zamanda kazanabilmiş (1947) Hindistan dünyamızın en eski, en renkli, en şaşırtıcı uygarlıklarından birisi.
Sokaklarında özgürce dolaşan inekler, hayatlarının ve kültürlerinin simgesi filler ve bizim sokak hayvanlarımız kadar yaygın olan maymunlarıyla Hindistan. Turist olarak ne görmek isterseniz onu görürsünüz. İster maymunları inekleri, ister modern kentleri, gökdelenleri, ister dastar takan bir Sih veya yine dastar takan takım elbiseli bir iş adamı görebilirsiniz. İster Ganj'ın bulanık sularında kırmızı Saresiyle yıkanarak arınan insanları, ister bir köşede meditasyon halinde Naga Sadhu'yu, ister Kurta Pijamasıyla bir resepsiyona katılmış Kast liderini görebilirsiniz. Bütün bu çeşitlilik Hindistan'ı oluşturuyor.
Eğer bu zenginlikte kaybolmazsak mutlaka geri döneceğiz.

Fotoğrafların tamamı için internet sitemizin fotoğraf galerisini ziyaret edebilirsiniz

www.apack.com.tr